Yayınlanma Tarihi: 28 Mart 2014 Cuma

Doğumunun 830. Yılında Şeyh Sadi-İ Şirazî Paneli Gerçekleştirildi

Üniversitemiz Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü tarafından “Doğumunun 830. Yılında Şeyh Sadi-i Şirazî Paneli” düzenlendi. Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan’ın katılımıyla, Fen Edebiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen panele, Yeditepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mehmet Kanar ve Prof. Dr. Naci Tokmak konuşmacı olarak katıldılar.

Panelin açılış konuşmasını yapan Rektörümüz Prof. Dr. Reha Metin Alkan, Üniversite olarak toplumsal fayda sağlayacak sosyal ve kültürel etkinlikleri çok önemsediklerini ve yapılan çalışmalarla şehrin paydaşlarına hizmet etme bilinci taşıdıklarını ifade ederek Şeyh Sadi için düzenlenen bugünkü etkinliğin de bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Acem edebiyatının dünyaca tanınan ediplerinden Şeyh Sadi’nin eserlerinin insanın yüzüne yumruk gibi inen bir etki yarattığını ve bu gücü insana dair çok gerçekçi hikâyeler olmalarından kaynaklandığını vurgulayan Prof. Dr. Alkan, öğrencilerimize seslenerek Şeyh Sadi’nin hayatından ibret almaları gerektiğini söyledi. Hayatının 30 yılını gezip dolaşarak geçiren şairin birikim edindiğini ve bu sayede Bostan ve Gülistan gibi iki şaheser ortaya koyabildiğini ifade eden Rektörümüz Prof. Dr. Alkan, bu örnekten ders alarak öğrencilerimizin de Mevlana ve Erasmus programları aracılığıyla bilgi, görgü ve deneyimlerini arttırabilecekleri öğüdünde bulundu. Rektörümüz Prof. Dr. Alkan, konuşmasının sonunda panelistlere “sizlere bir kez daha hoş geldiniz diyorum, bu ziyaretiniz sonrasında umarım ‘keşke daha önce Çorum’a gitseymişim’ dersiniz ve dilerim sizleri ileriki zamanlarda yine aramızda görürüz” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Programın moderatörlüğünü yapan Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Meral Demiryürek, panelin başlangıcında Mehmet Akif Ersoy, Ziya Paşa ve Sünbülzade Vehbi gibi Türk şairlerinin Şeyh Sadi’den etkilenmeleri üzerine kısa bir sunum yaptı.

Panelin ilk konuşmacısı Prof. Dr. Naci Tokmak, Şeyh Sadi ve onun Bostan adlı eserinden söz etti. Kendisinin eseri manzum olarak tercüme ettiğini ve eserin isminin “Bûstan” şeklinde okunmasının daha doğru olacağını, çünkü Bostan deyince akla zerzevat yetiştirilen bahçe geldiğini, halbuki Bûstan dendiğinde güzel konuların olduğu yer anlamını kazandığını açıklayarak sözlerine başladı. 1257 yılında yazılan eserin bölümleri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Tokmak, Şeyh Sadi’nin dinî konulara çok hâkim olduğunu ve her beytinde ayet ya da hadislere telmihte bulunduğunu vurguladı ve Sadi’nin “Hey kervancı” diye başlayan bir şiirini Farsça orijinalinden ve Türkçe çevirisinden okuyarak konuşmasını tamamladı.

İkinci panelist olan Prof. Dr. Mehmet Kanar ise Türkçeye çevirdiği Şeyh Sadi’nin Gülistan adlı eserinden söz etti. Kur’an-ı Kerim ve Mevlana’nın Mesnevisinden sonra en çok okunan üçüncü kitap olan Gülistan’ı Mesnevi ile karşılaştıran Prof. Dr. Kanar, Gülistan’ın birçok yönden çok daha üstün olduğunun altını çizdi. Yüzde yüz orijinal bir eser olan Gülistan’da Sadi’nin gördüklerini duyduklarını anlattığını, eserin sehli mümteni özellikleri taşıdığını ve içinde hikmetli sözler olduğunu belirtti. Konuşmasının sonunda ise Türk Dili ve Edebiyatı sahasında çalışmak isteyen öğrencilere Türk edebiyatı ile Doğu edebiyatlarını karşılaştırmalı olarak inceleyecek çalışmalar yapmaları tavsiyesinde bulundu.


HIZLI ERİŞİM

Instagram Twitter Facebook Youtube