Yayınlanma Tarihi: 26 Mart 2014 Çarşamba

“Halk Hikâyesinden Mesnevi ve Romana” Başlıklı Panel Düzenlendi

Üniversitemiz ile Çorum İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü işbirliğinde 25 Mart 2014 Salı günü “Halk Hikâyesinden Mesnevi ve Romana” başlıklı bir panel gerçekleştirildi. Turgut Özal Konferans Salonu’nda düzenlenen panele, Üniversitemiz Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Elif Ayan Nizam, Yrd. Doç. Dr. Hiclâl Demir ve Yrd. Doç. Dr. Atiye Nazlı konuşmacı, Bölüm Başkanı Doç. Dr. Meral Demiryürek moderatör ve konuşmacı olarak katıldı.

Panelin açış konuşmasını yapan Doç. Dr. Meral Demiryürek, üniversitelerin bulundukları şehrin sosyal ve kültürel hayatına katkıda bulunmasının gerekliliğini vurgulayarak Üniversitemizin akademisyenleri olarak kendilerinin bu anlayışla hareket ettiklerini ve Çorum’un çeşitli kurum ve kuruluşlarıyla ortak çalışmalar yapmaktan büyük bir memnuniyet duyduklarını ifade etti.

Panelin ilk konuşmacısı Yrd. Doç. Dr. Atiye Nazlı, halk hikâyesi ana başlığı altında halk hikâyelerinin tanımı, sınıflandırılması ve yapısal özellikleri üzerine I. Knoş ve Hasibe Mazıoğlu gibi araştırmacılardan bilgiler vererek başladığı konuşmasında halk hikâyelerinin geçmişte halkın uzun kış gecelerinde hoşça vakit geçirmesi açısından çok önemli olduğunu belirterek bugün bu tür hikâyelerin yerini televizyonlardaki dizi filmlerin aldığına işaret etti. Yrd. Doç. Dr. Atiye Nazlı, konuşmasının son bölümünde Ali Şir Nevai’nin anlatıldığı Gül ile Ali hikâyesini örnek metin olarak tahlil etti.

İkinci panelist olarak söz alan Yrd. Doç. Dr. Elif Ayan Nizam, mesnevi ve mesnevilerde halk hikâyesi motifleri üzerinde durdu. Hüsrev ü Şirin ve Süheyl ü Nevbahar mesnevilerinde bulunan çocuk sahibi olamama, rüya, resimde görüp âşık olma, tanıma, mektuplaşma, padişah seçme, sevgililerin kavuşması ve kötülerin cezalandırılması gibi motiflerin varlığına işaret ederek İran edebiyatından Türk edebiyatına geçen mesneviye zamanla yerli unsurların katıldığının altını çizdi.

Panelistlerden Yrd. Doç. Dr. Hiclâl Demir, önce mesnevinin tanımı ve özellikleri hakkında temel bilgiler verdi. Daha sonra Leyla ile Mecnun mesnevisi bağlamında mesnevilerin modern türlerle, özellikle romanla, bağlantısından bahsetti. Mesnevilerin masaldan çok romana yakın olduğunu, romanın temel ölçütlerinden mekân, zaman, şahıs kadrosu, bakış açısı gibi unsurlara Leyla ile Mecnun’da da rastlandığını örneklerle belirterek Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Fuzulî’nin bu eserinde ferdiyetçi tutumun görünmesine dair tespitlerine değindi.

Doç. Dr. Meral Demiryürek ise Türk edebiyatında anlatmaya dayalı metinlerin en eski örneklerinin masal ve halk hikâyeleri olduğunu, zamanla onların yerini mesnevilerin aldığını ve 19. yüzyıldan itibaren de romanın varlık gösterdiğini açıkladı. Modern ve Batılı bir tür olan romanın okuma eylemiyle yakından ilişkili olduğunu vurgulayarak televizyon ve sinemanın olumsuz etkisine rağmen roman okumadan vazgeçilemeyeceğini ifade etti. Doç. Dr. Meral Demiryürek konuşmasının sonunda Orhan Hançerlioğlu’nun Karanlık Dünya romanı üzerinden roman incelemesinin nasıl olması gerektiğini anlattı.


HIZLI ERİŞİM

Instagram Twitter Facebook Youtube